Bildiğiniz üzere son 5 yıldır kar fırtınaları İstanbul’a eskiye nazaran değişen iklim koşulları nedeniyle daha seyrek uğramaya başladı. En son 2017 Ocak başından bu yana hayatı ciddi felce uğratan kar yağışı görememiştik.
Nihayet 24 Ocak 2022 Pazartesi günü, Avrupa Yakasının kuzey ve batısını 5-10 yıl içinde bir defa görebildiğimiz kuvvette yoğun, kesintisiz ve unutulmaz bir kar fırtınası vurdu. Değerli Forum Atmosfer ekibinin #Emiryusa adını verdiği bu fırtına Kuzey Marmara Yolu kapandı, hava ulaşımı durdu. Bu kar fırtınası mezo ölçekli bir siklon etkisinde gelişti. Bu yazımda bu siklonu inceleyeceğim – İyi Okumalar
Mehmet Can Tanyeri
“24 Ocak 2022 Pazartesi günü İstanbul’u vuran afet boyutundaki yoğun kar fırtınası, kutup siklonu özellikleri gösteren mezo ölçekli bir vorteks etkisinde gelişti.”
Hatırlarsanız sonbahar ve kış başında Akdeniz’de oluşan tropikal siklon benzeri vortekslere kısaca Medicane olarak ifade ediyoruz. (şuradan “Medicane” siklonların ne olduğunu okuyabilirsiniz.)
Özetle hatırlamak gerekirse Medicane’lerin tropikal siklonlardan ayrılan en önemli özelliği; atmosferin üst katmanlarındaki soğuk havanın etkisiyle, göreceli olarak sıcak olan deniz üstünde yoğun derin konveksiyonla ortaya çıkmaları ve zamanla sıcak çekirdekli siklonlara evrilen vorteks yapılar olmalarıydı. Bu siklonların sonradan sıcak çekirdekli bir yapıya dönüşmeleri ve nihayetinde kuvvetli yağış ve rüzgar gücü olarak artan kapasiteleri ve de görünüşleri onları sonradan, tropikal siklonlarla benzer karakterlere büründürüyordu. Ama yine de oluşum koşullarındaki fark nedeniyle onları tam bir tropikal siklon olarak tanımlayamıyorduk.
Kutup siklonlarının da medicanelerle pek çok açıdan ortak özellikleri var. Medicanelere göre daha kısa ömürlü ve çapı 1000 km’ye erişemeyen (genelde 100-600 km çapta olan) kutup siklonları da, aynen medicaneler gibi göreceli sıcak deniz yüzeyi, üst katmanda soğuk havanın etkileşimi sonucunda yoğun derin konveksiyonla ortaya çıkıyorlar . Ama hızlı hareket eden ve ömrü daha kısa bu siklonların Medicane’ler gibi 700 mb seviyesinde veya 500 mb seviyesinde sıcak çekirdekli bir merkezleri oluşmuyor.
Daha çok Barents Denizi, Norveç Denizi, Kuzey Denizi, Grönland çevreleri, kuzeydoğu Pasifik ve Japon Denizi gibi kutup altı kuzey bölgelerde kışın polar ataklar(kutup hava salınımları) sonucunda sıklıkla gözleniyor olsalar da, kutupsal hava kütleleri kışın yalnızca kutup altı bölgeleri etkilemiyor.
Basınç örüntüsü elverişli olduğunda göreceli olarak sıcak olan ve ısı kaynağı oluşturan Karadeniz ve Batı Akdeniz’e de ilerleyebiliyorlar ve bunun sonucunda kutup siklonlarına benzer karakteristik özelliklere sahip mezo ölçekli vorteks alanları oluşuyor. Akdeniz kuşağında görülen bu tür vortekslere coğrafi konum nedeniyle belki kutup siklonu demek belki pek isabetli olmayabilir. Ama Karadeniz’dekiler için “Blackpole” demeyi veya Türkçe fantastik ifadelerle “kar siklonu” demeyi de tercih edebilirsiniz. Tabii adlandırma hususu tartışmaya açık ancak bu mezo ölçekli vortekslerin oluşum şekilleri ve etkileri; kutup siklonlarına çok yakın olduğundan belki bunlar da Medicane‘lerde olduğu gibi hibrit bir tanımlama ile değerlendirilerek ayrı bir vorteks türü olarak değerlendirilebilirler.
Amerika’da Büyük Göller bölgesinde göl etkisi kar yağışları ile birlikte girdapların geliştiği biliniyor. Ancak bunlar daha çok 20- 30 km çaptaki yapılar, bizim Karadeniz’in Kutup altı okyanus kıyıları gibi devasa bir alanı yok ama Büyük Göller gibi daha küçük bir alan da değil. Bu nedenle hibrit bir tanımlamanın Medicane’lerde olduğu gibi gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bu kar siklonlarının oluşabilmesi için gerekli olan atmosferik koşulları (benim derlediğim kadarıyla) basit şekilde aktarmak gerekirse;
- Olmazsa olmaz koşulardan birisi konveksiyona elverişli kararsız geniş (duraysız) alanın olması – örneğin üst seviyede trof (Sayın Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu Hocanın tabiri ile “oluk“) olması veya konverjans alanı oluşturabilecek oklüzyon cephesi – işte bu şartlar 24 Ocak 2022’de Doğu Marmara’da yer kartı analizlerinde var. – bkz aşağıda
- 850 mb (~1.500 metre) seviyesini kararsız hale getirmeye elverişli deniz yüzeyi üstünde devam eden soğuk hava adveksiyonu (yani kısaca deniz etkisi kar yağışları [DEK] gerekli olan şartlar diyebiliriz ve ortalama 27 knot civarında esen rüzgar hız alanı gerekiyor- (DEK oluşumu ile yazımı şuradan okuyabilirsiniz.) Yani kar siklonunun ulaşabilmesi için deniz etkisi kar yağışlarına elverişli bir ortam FAZLASIYLA olmalı – fazlasıyla diyorum çünkü her DEK koşulu olduğunda kar siklonu oluşmuyor, dolayısıyla tür kar yağışlarını pek görmüyoruz. DEK koşullarının yanında bir şeylerin daha aşırı olması gerekiyor.
- Gelelim o aşırılıklardan birisine, kışın soğuk havalarda öyle yazın gördüğümüz gibi konveksiyon gelişmiyor. Ama bu tür siklonların gelişebilmesi için yer seviyesindeki hava parselinin (teorik olarak) 400-500 mb seviyesine hiçbir engel olmadan kolayca yükselebileceği üst seviyede mevcut çok soğuk bir hava kütlesi olması şart; Dolayısıyla en azından 500 mb seviyesine kadar sıcaklık terselmesi (tepe enverziyonu vs) olmaması gerekli – bunun içinde üst seviye çok soğuk olmalı – araştırdığım kadarıyla kutup siklonları için 500 mb sıcaklığının -40 derece ve daha düşük olması gerekliymiş.
- Yine deniz suyu sıcaklığı ile 500 mb seviyesindeki sıcaklık farkının 44 derece ve üstünde olması – yani Karadeniz 2-3 derece bu kar siklonu oluşmayabilirdi (kutup siklonları ile ilgili daha fazlasını öğrenmek için şurayı okuyabilirsiniz.)
Bu dört şart mevcut olduğunda bir kar siklonu oluşurken uydu görüntülerinde bulut caddeleri görülen ve bir düzen halinde hareket eden DEK bantları içinde aykırı hareket etmeye başlayan, düzeni bozan kümülonimbus kümeleri olarak ortaya çıkıyor. Bu kümülonimbus kümeleri daha sonra girdap gibi dönmeye başlıyor ve siklon doğuyor.
Blackpole diyebileceğimiz bu kar siklonlarında da polar siklonlarda olduğu gibi vorteksin kuzey ve kuzeybatı bölümü çok yoğun kar yağışı yapıyor. Öyle yol tuzlayarak baş edebileceğiniz türden hafife alınacak kar değil.
Maalesef İstanbul Havaalanı, Büyükçekmece, Bahçeşehir, Arnavutköy, Başakşehir gibi ilçeler bu siklonun tam da kuzeybatı tarafında etkisinde kaldı.
Bu arada yazının sonunda yetkilere de bir not düşelim, belki okuyan olur !
Meteoroloji Genel Müdürlüğü balon gözlemlerini kuvvetli hava olaylarını gözlem ve araştırma yapmak açısından bence İstanbul’un en kötü – kuytu lokasyonu olan ilçelerden biri olan Kartal’da yaptığı için(!) çoğu zaman şiddetli hava olayları sırasında dikey atmosferde ne olup ne bittiği bu kötü konum seçimi yüzünden kaçırıyoruz. O nedenle 24 Ocak 2022’deki balon ölçümleri de 500 mb sıcaklık değeri dışında pek işimizi göremedi. Oysaki balon ölçümü açısından en eski İstasyonlardan biri olan Sarıyer seçilmiş olsa veya bunu İTÜ Maslak Yerleşkesinde bir yer olarak belirlenmiş olsa hem deniz etkisi kar yağışları açısından hem de bu tarz oluşumlar açısından elimizde sağlam veriler olabilirdi. Umarım bu yazıyı gören yetkili kimseler bu konuda bir aksiyon almayı düşünürler! Kartal Karadeniz’den fazlasıyla uzak en kötü seçimdir.
Lütfen şu İstanbul’daki balon gözlem istasyonunun yerini değiştirin, herşeyi kaçırıyoruz. Kar siklonu oluşuyor, kaçırıyoruz, DEK’ler oluışuyor kaçırıyoruz, yazın süper hücre oluşuyor kaçırıyoruz. Veriler işe yaramıyor.